29 Ekim 2009 Perşembe

Sevgimizi neden esirgeriz?

Neden insanlar bencil-nankör?

Neden sevdigimize/sevdiklerimize gereken degeri gostermeyiz? Halbuki baskalarina verecek cok anlayisimiz, sevgimiz vardir.Kac gunluk dunyada yasiyoruz ki esirgeriz en guzel sozleri sevdigimiz insanlara siralamaktan? Cok mu zordur, "seni seviyorum annecigim", "seni seviyorum kizim/oglum", "seni cok seviyorum karicigim (ya da nasil hitap ediyorsak)".... diye siralanir bu guzel sozler...

Para ile mi aliniyor, satiliyor mu bunlar bir yerlerde?... Neden ileride pisman olmak yerine, yerinde ve zamaninda yapsak su isi... Ne olur sanki mutlu etsek ailemizi, sevdiklerimizi... Neden korkuyoruz peki? Hastalandiklarinda neden; "gecmis olsun neyin var, istedigin birsey var mi" diye sormaya cekiniriz, ne olur ki hastayi memnun etsek... Herkesin hastasina uzuluruz ama sira evdeki hastaya gelince, "sen her gun hastasin," "kadinlar her zaman hastadirlar, hic iyi olmazlar" denir... Neden kalp kirariz da aklimiz basimiza gelince pisman oluruz... Ama yine de özür dilemeye, helallik almaya cekiniriz... Olur mu hic? Gururumuz ne olacak?

Neden, baskasinin derdine uzuntusune ortak olup dinlerken, ayni muameleyi evdekilere yapmayiz? Neden esimizi karsimiza alip onun uzuntusunu sıkıntısını dinlemeyiz? Neden cocuklarimizin sorunlariyla gercekten ilgilenmeyiz?

Niye, insanlar sadece kendi isteklerine gore yasiyorlar? Neden sadece kendi egolari? Nerede aramaliyiz bunun cevabini...

Butun gun yorulmussunuzdur, aksam gelince dinlenmeye cekilmissinizdir. Esiniz ya da cocugunuz birsey istemistir ama "cok yorgunum yapamam, butun calistim, milletin agiz kokusunu" cektim gibi bir sürü laf siralarsiniz... Ansızın bir telefon calar, arkadasiniz sizden yardim istemektedir, hani az once esiniz ya da cocugunuzun istemisti ya... Alelacele kalkar gidersiniz yardimina... Halbuki biraz evvel ayni sey ev icinde sizden istememis miydi? Sahi siz yorulmamis miydiniz? Neden arkadasiniza ayni sozleri soylemediniz ya da neden baska bahaneler bulamadiniz?

Ayni sekilde bir hanim, butun gun cocuklarla, ev isi, yemek ile ugrasmissinizdir, siz de yorulmussunuzdur. Aksam esiniz gelir, yorgun ve bitkin karsilarsiniz... Halbuki gulen bir cift goz, guzel bir bakis istiyordur, butun yorgunlugunu atacaktir... Halbuki misafirlerinize ne de guzel giyiniyorsunuzdur. Esinizden daha mi kiymetli disaridaki insanlar?... "Ne derler" endisesiyle yaparsiniz en guzel yemeklerinizi misafirlerinize... Kiyafetinize laf soylememeleri icin en guzel kiyafetinizi secmeye calisirsiniz...Esiniz sizden bir su ya da baska bir sey ister... "Bey, bugun cok yoruldum, bi zahmet sen al" dersiniz... Ne var, bir bardak suyu vermekte... Istedigini yerine getirmekte... Zaten butun gun esiniz ve aileniz icin yorulmadiniz mi? Bir bardak suyun lafi mi olur?

Insanlar arasi iletisimdeki en onemli sorun, insanin karsisindaki kisiyi anlamamasi yani empati yapamamasidir. Kendini onun yerine koysa hersey yoluna girecektir.Biz insanoglu sevdigimiz insani kaybettigimizde anlariz nedense? Öldükten sonra ona guzel sozler siralar, arkasindan hayrla yad ederiz... E be insanoglu! Sunu ölümden once yapaydin ya!...

Sözün özü; bu devirde gercekten iyiliklerin karsiligi yok. Insanlarimiz nankör ve bencil. Iyiliklerimizin karsiligini öteki dunyada alacagimiz kesin... Ama bu dunyada bitmis gibi gozukuyor. Yine de Allah kerim...Ama yine de iyilik yapin bol bol, en azindan oteki dunyaya goturecegimiz iyiliklerimiz olsun...

Nesibe DOĞRUYOL

Hiç yorum yok: