29 Aralık 2009 Salı

Patatesli Rulo Börek


Bugünler de bir değişiğim.. Bloga sürekli baksam da elim kolum kalkmıyor sanki, içimde kıpırtı yok. O yüzden bir kaç günlük ara verdim. Bugün kaldığımız yerden devam edelim. Dün aşure de yaptım onu da ekleyeceğim.Eşim ıspanaklı sevse de börekli, patatesli böreği tek geçerim. Çok hoşuma gitti, favori börek arasına girdi. Oğlum bile bir dilim yedi.. Ispanaklı Sarma Börek'in tarifi de burada...

3 tane yufka
4 tane orta boy patates
1 tane soğan
yarım demek maydanoz
Tuz, çok az sıvı yağ
Kırmızı biber

Sosu:
yarım fincan süt
yarım fincan sıvı yağ

Üzerine;
1 tane yumurta sarısı
ve bir tatlı kaşığı süt

Patatesleri haşlayın. Haşlanan patatesleri çatal yardımıyla iyice ezin. İçine sağanı ve maydanozu küçük küçük doğrayın. Yağı, tuzu ve kırmızı biberi ekleyip iyice karıştırın. Kavurmayacaksınız, bu şekilde yufkalara saracağız.3 yufkayı üst üste koyun ve ortadan kesin. Kestiğiniz yufkaların iki katına içine sürelecek olan sostan sürün. En üste sos sürmeden patatesli içten koyun ve sarın. Diğer 3 yufkayı da aynı şekilde sararak verev olarak kesin.Bir kaseye yumurtanın sarısını ayırın ve bir tatlı kaşığı sütü de ekleyerek, fırça yardımıyla sürün. 250 derece de üstü kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun...

23 Aralık 2009 Çarşamba

Havuç Salatası


Eşim bugünler de "halsizim, hastayım" diyor. Ben de dün akşam havuç salatası yaptım. Ben pek aramam yeşillik, salata. Bir marul salatasını çok severim. "Bunu sana yaptım, vitamin depolaman lazım ya" dedim :)) Ben çok beğendim, havucu bol almış pazardan sık sık yaparım artık... Domatesin kabuğunu hiç koparmadan soyunca bir de gül yaptım üzerine... yapabildiğimce işte...


1 adet büyük havuç
4 dal maydanoz
4 dal taze nane
2 yaprak kara lahana
Yağ, tuz, limon suyu

İlk önce malzemeleri yıkayın. Havucun üstünü kazıyıp rendenin büyük tarafıyla rendeleyin. Maydanoz ve naneyi çok ince olmayacak şekilde doğrayın. Kara lahanayı da ince ama uzun olarak doğrayın. Tabağın en altına havucu, üstüne nane ve maydanozu, kenarlarına da kara lahanaları dizin. Yağını tuzunu ve limon suyunu göz kararı ekleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.

21 Aralık 2009 Pazartesi

Kızımın Kahvaltısı :)


Kızıma bugün yumurtalı ekmek kızarttım, sade haliyle resmini filan çektim ama sonra "dur dedim bugün değişiklik olsun" diye üzerine de göz, burun, ağız yaptım. Meğerse çocuk böyle istermiş herhalde ki, peyniri midesini bulandıra bulandıra peynir yiyen çocuk, "hadi ekmeğin burnunu da ye" dediğim de peynir olduğunu bile bile yedi. :)) Hatta kahvaltısını getirdiğimde ekmeğe bakıp, "peynir de koymuşsun" dedi... Bu sayede 5 dilim belki daha fazla yedi. Zaten aman aman yemek yemez öyle, o yüzden tabağı hep az olur. Resimlerle beraber kızımın kahvaltısı... Süt, peynir, zeytin, domateste eşlik etmekte ekmeklerimize...
Göründüğü gibi çok kolay kahvaltılıklardan biri. Normalde ben süt koyarım yumurtayı çırparken ama bu sefer değişiklik yapıp yoğurt ekledim tadını merak ederek... Çok güzel oldu. Süt-yoğurt farketmiyor ikisi de olur... Şimdi tarif, sonra resimler ;)


5 dilim ekmek
2 yumurta
1 çorba kaşığı yoğurt
Tuz ve sıvı yağ

Ekmekleri dilimleyin. Bir kaseye yumurtayı, yoğurdu ve tuzu ekleyerek iyice çıprın. Yağı tavada kızdırın ve yumurtaya batırdığınız ekmeklerinizi kızartın...

Afiyet olsun...

Hmm hangisinden başlasam acaba?



Nezzetli (lezzetli) ekmekten bir ısıralım...


Sonra da ekmeğin burnunu yiyelimm...


18 Aralık 2009 Cuma

Etli Taze Fasulye


Taze fasulye yapmaya karar verdiğimde eşim, "et varsa etli yap" dedi. Onun arzusu üzerine etli yaptım, çok güzel oldu. Normalde de taze fasulyeyi çok severim, nasıl olursa yerim. O akşam misafirimize de kısmet oldu... Hatta resim bile acele oldu, misafire vereceğim tabağı hemen çekeyim diye... :)

Yarım kilo taze fasulye
300 gr kuşbaşı et
4 tane domates
1 büyük baş soğan
1 kaşık salça
Tuz, arzuya göre baharat

Taze fasulyeleri temizleyip verev olarak doğrayın ve yıkayın. Kuşbaşı etlerinizi de bir kere yıkayarak tencere de biraz kavurun. Kavrulan etlerin üzerine soğanları da ekleyip soğanları da öldürün. Salçasını da ilave edip, fasulyeleri koyun. Üstünü geçinceye kadar su ekleyin, tuzunu ve baharatını da ekleyerek kapağını kapatın. Kısık ateşte pişmeye bırakın.

Afiyet olsun...

Halley Pasta


Bu pastayı geçen gün misafirliğe götürdüm. Arkadaşım çok beğendi. Motorla gittiğimizden dolayı bozulmasın diye resimde göründüğü gibi bir tabağa (borcamın kapağı :) almak zorunda kaldım ve biraz buzlukta beklettim. Büsküviler bozulmasın diye de bağladım... Misafirliğe götürdüğüm için içini gösteremeyeceğim ama tadı çok güzeldi. Artık kısmet bir dahaki sefere, o zaman içini de çekerim ;)...

7 tane halley
5 tane petibör büskivi
1 paket kremşanti
Yarım paket çikolata sosu
2 su bardağı süt

Bir kapta krem şantiyi 1 bardak sütle mikserle çırpın. İçine halleyleri dörde keserek ve büskivileri bira büyükçe kırarak ilave edin. Halley ve büskiviler iyice krem şantiye iyice karıştıktan sonra buzdolabına koyun, 1-2 saat kadar soğusun. Dolabtan çıkardıktan sonra pastayı koyacağınız kaba streç film serin ve pastayı içine dökün. İyice bastırıp yerleştirdikten sonra büyük bir servis tabağına ters çevirin. Yarım paket çikolata sosunu da 1 su bardağı sütle pişirin. Pastanın üstüne çikolata sosunu da döktükten sonra hindistan cevizi, muz ve kenarlarını büsküvi ile süsleyebilirsiniz...


17 Aralık 2009 Perşembe

Bir kaç günlük ayrılık...

Hepinize yürekten selamlar...

Sebebi bilinemeyen bir sebepten dolayı internet hattımız da bir sorun oldu. Çok şükür bugün halletti de eşim, ben de pc'me kavuştum. :))
Yeni tariflerle dönerim dedim ama vazgeçip kendime bu bir kaç günde tatil verdim.
Dün sabah kızım Cedric'in kurabiye yaptığını görünce tutturdu, "anne biz de kurabiye yapalım mı" diye... Akşam yaptım ama bu sefer de elektiriğin azizliğe uğradık ve babaannemizin sobasında pişirdik. Ama resim yok, kalmadı :)) Yine yapıp, kızımın kurabiyelerini ekleyeceğim inşaAllah...

Ayrılmamak üzere inşaAllah...

14 Aralık 2009 Pazartesi

Ispanaklı Sarma Börek


Bu böreği dün denedim benim çok hoşuma gitti, hele kıtır tarafları tepsinin dibinde kalanlar... :) Biraz daha yufka kaldı, onları da peynirli yapmayı düşünüyorum. Margarin kullanmadım ve yağı daha az kullandım, malum merciiden yağlı olmuş şikayeti gelmesin diye... :))Şaka bir yana nefisti... Bir büyük fırın tepsisi çıkıyor ve gördüğünüz büyük tabaktaki hepsi... Kalmadı tabi, ben sabaha da kalır diye umud ederken çerez gibi yendi.

3 yufka
Yarım kilo ıspanak
70 gr. margarin (ben kullanmadım)
yarım fincan süt
yarım fincan sıvı yağ
1 soğan
1 yumurta sarısı
2 yemek kaşığı un

Önce küp küp doğranmış soğan, daha sonra temizlenip doğranmış ıspanak yaprakları yağda sote edilir. Ispanaklar biraz soğuduktan sonra 2 kaşık un azar azar ilave edilip karıştırılır (bu işlem ıspanak suyunu salmasın diye yapılır). Yufkalar ortadan ikiye ayrılır, eritilen margarin ve süt-sıvı yağ karışımı her kata sürülmek kaydıyla 3 kat yapılır (süt-sıvı yağ karışımı margarine oranla daha az kullanılmalı). Ispanak harcı enlemesine yufkanın uzun olan tarafına serilir sonra yufka rulo yapılıp 10-12 cm arayla kesilip yağlanmış fırın tepsisine dizilir. Kalan diğer yufkalar içinde aynı işlem yapılır. Üzerlerine yumurta sarısı sürülerek 175 C'ye ayarlanmış, önceden ısıtılmış fırında üzerleri kızarıncaya kadar pişirilir.

Afiyet olsun...

12 Aralık 2009 Cumartesi

Pudingli 5 kat


Geçen gün yetur'da gördüm. İsmini değiştirdim. Fazla yorum yapmayacağım, deneyip yorumu size bırakıyorum :)) Teşekkür ederim Yetur ;)


1 paket kakaolu puding
3,5 su bardağı süt
2 paket sade petibör büsküvi
1/2 çorba kaşığı margarin veya tereyağ

Pudingi arkasındaki yazan tarife göre pişirin. Benim pudingim 3,5 su bardağı süt ile yapılıyordu.Pudingi yaptıktan sonra hemen içine margarini koyun ve eriyene kadar karıştırın. Büsküvilerinizi pudingin içine atın ve çıkarın. Servis tabağına ya da kağıt kek kalıplarına koyun. Aynı işlemi yaparak bu şekilde 5 kat yapın. Üzerine hindistan cevizi ile süsleyerek dolaba koyun. Soğuduktan sonra servis yapın...

Afiyet olsun...

11 Aralık 2009 Cuma

Patates Ezmesi (Püresi)


Eşim sık sık "hafif yemekler yemeliyim" diye söyleniyor. Ne yapsam "az yağlı olsun" deyip duruyor. Börek yapacaktım vazgeçtim. Patatesleri haşladım, güya salata yapacağım. Birden aklıma düştü vazgeçtim salatadan, püre yaptım. :) Ben patatesi çok seviyorum, ne olursa yiyorum... Bence hafif bir yemekti ama bir de eşime sormak lazım.. :)

5 tane orta boy patates
2 tane orta boy soğan
1 kaşık salça
Yağ, tuz,
Kırmızı biber, kara biber

Patatesleri haşlayın. Haşlanan patatesleri soyun. Bir kabın içinde çatalla ezin. Tencereye yağı koyup biraz kızdırın. Soğanı pembeleşinceye kadar kavurun ve salçayı ekleyin. Baharatları ve tuzu da ilave ettikten sonra ezdiğiniz patatesi koyun. Soğanlı salçayla iyice karıştırdıktan sonra servis yapın. Yoğurt yakışıyor yanına.

Afiyet olsun...

9 Aralık 2009 Çarşamba

Kürdansız Kürdan Kebabı :)



İlk başta bir ricada bulunarak başlamak istiyorum. Eğer blogumdan yemek yaparsanız bunu benimle paylaşın lütfen. Denediğinizi ve fikirlerinizi bilmek isterim... Şimdiden teşekkür ederim...

Aslında bu kürdanlı olur ama ya evde kürdan kalmamışsa... :) O zaman da Kürdansız Kürdan Kebabı olur... :) Bu isim benim eserim :))Patlıcan ve et birbirine çok yakışıyor. Seviyorum etli yemekleri... Ben bir etoburum :) Ana besin maddemiz zaten süt ve ettir ama bunu otçullara anlatmak biraz zor.
Ben lafı uzatmadan, Kürdansız Kürdan Kebab'ımla sizi baş başa bırakıyorum. Olur da kürdansız yaparsanız beni anarsınız...


6 adet kemer patlıcan
250 gr kıyma
1 adet soğan
yarım demetten az maydanoz
1 adet yumurta
Tuz, karabiber, kırmızı biber
Kıvam için biraz ekmek içi
1 su bardağı su1 kaşık salça
Kızartmak için yağ

Pilav için;

2 su bardağı pirinç
4 su bardağı su
Bir kaç damla limon suyu
Tuz

Kemer patlıcanlarınızın kabuklarını tamamen soyun. Uzunlamasına doğrayın ve tuzlu suya bastırın. Patlıcanlar tuzlu suda beklerken, iç köftesini hazırlayın. Soğanı, maydanozu ince doğrayarak kıymaya ekleyin. Yumurtasını kırın, ekmek içini ve baharatları da ekledikten sonra yoğurun.Patlıcanları tuzlu sudan çıkarıp tekrar bir sudan geçirin, kuruması için bir havluya serin ve yine üstüne bir bez örterek suyunu alın. Tavaya yağ koyup kızdırın. Kızdırdığınız yağda patlıcanları kızartın. Kızarttıklarınızı bir tepsiye kağıt peçete sererek onun üzerine alın. Patlıcan çok fazla yağ çekiyor, ayrıca yemeğe yağ koymanıza gerek kalmıyor. Kızarmış patlıcanlar biraz soğuduktan sonra içine ceviz büyüklüğünde köfteler koyarak sarın. Üzerine kürdan batırın, kürdan yoksa ucunu alt tarafa denk getirin ki dağılmasın.
Salçayı suyla birlikte karıştırın ve ona da azıcık tuz ekleyin. Bu sosu tencereye dizdiğiniz patlıcan kebabının üzerine dökün. Kısık ateşte köfteler pişene kadar pişirin.

Pilav yapımı;
Pirinci yıkayın. Yağı tencerede az kızdırdıktan sonra pirinci ekleyin ve biraz kavurun. Kavrulduktan sonra suyunu da katarak kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin. Arzuya göre pilavınızı şehriyeli de yapabilirsiniz...

Afiyet olsun....

Ellerim büyüdü...


Hepimizin olmuştur hayatında annelerimize benzediğimiz zamanlar...
Ya huyumuz, ya bir azamız ya da hayatımız...
Hani derler ya "annenin kaderi kızına geçermiş" diye...
Mutlaka alıyoruz onlardan bir şey...
Benim de en çok anneme benzeyen yerim
"ellerim..."

Evet ellerim...
Ellerime baktığım zaman alıcı gözle...
Annemi görüyorum sanki..
Onun elleri canlanıyor gözümde...
Tırnaklarım bile benziyor...
Konu "anne" olunca, herşey güzel geliyor insana...

Hani "anne olunca" anlar ya insan...
Hani "anne olmadan" önce, annenin söyledikleri boş gelir,
ama..."anne olunca" sen de aynısını söylersin...
Tıpkı annenin sana söylediği gibi söylemiş olursun çocuğuna...
Farketmeden, anlamadan, "anne olduğun" an benzersin annene...

Seni herşeye rağmen seviyorum anne...!

8 Aralık 2009 Salı

Bizim Kısır :))


Adana'da kısırı değişik yapıyorlar. İnce bulguru soğuk suyla ıslatıp hemen yoğuruyorlar malzemeleriyle, domatesin suyuyla filan biraz yumuşamış oluyor... Bir gün onun da tarifini vereyim sizlere... Yapıldığı zaman yiyorum öyle böyle de, yine de alışamadım. Eltimle ben bu kısıra "bizim kısır" diyoruz. Bizim kısır, sizin kısır olarak ikiye ayrılmış durumdayız :)) Bizden başka kimse yemiyor bu tür kısırı. Alışmışlar çiğ kısır yemeye :)) Bugün yaptık biz de, özlemişiz...


4 bardak ince bulgur
1 büyük baş soğan
1 kaşık salça
2 tane orta boy domates
1 tane salatalık
yarım demetten az maydanoz
6-7 yaprak marul
yarım limon
Yağ, tuz, karabiber, kırmızıbiber

Bulguru bir kaba koyun ve göz kararı sıcak suyu ekleyerek üstünü kapatın, biraz şişmesi gerekiyor. Soğanı küçük küçük doğrayın. Bir tavaya yağı koyun ve soğanı kavurun. Pembeleştikten sonra salçayı ve baharatları ekleyin, ocağı söndürün. Bu salçalı soğanı şişen bulgurunuza dökerek iyice karıştırın. Daha sonra domates, salatalığı küçük küçük doğrayın, maydanoz ve marulu da ince ince doğrayın ve bulgura ekleyin. Yarım limonun suyunu ve tuzunu da ilave edin. Turşu ve ayranla servis edebilirsiniz...

Afiyet olsun...

Peynirli Hamur Kızartması


Geçen gün Narince'de görmüştüm, aklıma düştü ama pazar günü yapmak kısmet olmadı, aksi gibi tüp bitti. Hafif şeylerle geçiştirdik pazar sabahını... Dün yaptım bunu ama tarifte değişikler olarak. Yaş mayam sizlere ömür olmuş ne çok güvendiydim ben o mayaya :)) Mayasız da olur dedim bir cesaret giriştim. Hamuru açarken filan da dualar ediyorum, "Allah'ım, güzel olmuş olsun" diye... :)) Böyle diyorum çünkü hamur deneyeyimim fazla yok, en yakın zamanda kendime güzel bir merdane ve tahta edinmem lazım... :)) Çünkü baklavaya bile merak sardım, şart yani ;)


5 büyük kahve fincanı un
Yarım çay bardağı süt
3 çorba kaşığı sıvı yağ
Yarım fincan ılık su
Tuz,

İçi için;
Peynir,
Yarım demetten az maydanoz
Tuz, kırmızı biber

Unu, tuz, sıvı yağ, süt ve ılık su ile yoğurun. Kıvamına göre biraz daha un ekleyerek ayarlayabilirsiniz. Biraz dinlendirmeye bırakın. Hamur dinlenirken, saplarından ayıklayarak temizlediğiniz maydanozu doğrayın. Bir kapta peyniri ufalayın ve maydanozu da içine katın. Tuz ve kırmızı biberini de ekleyerek karıştırın...

Hamurunuzdan cevizden biraz daha büyük parçalar koparın (göz kararınıza güveniyorsanız, göz kararı koparın). Tahta veya tezgah üzerinde küçük bir oklava yardımıyla bu küçük bezeleri açın. İçine peynirli içten koyarak poğaça şeklinde kapatın ve bir çay tabağı yardımıyla köşelerini düzeltin. Az yağda kızartın. Sıcak servis edin...

Afiyet olsun.

5 Aralık 2009 Cumartesi

Terbiyeli Arpa Şehriye Çorbası


Geçenlerde yine yapmıştım ama çok güzel olduğundan resimlemeye fırsat kalmamıştı. Önceki gün yine yaptım ve kızıma yedirirken alelacele fotoğrafladım, o yüzden fazla özenli olmadı fotoğraf. Ama tadını tek geçerim...
Şu soğuk günlerde sıcak sıcak içinizi ısıtacak bir çorba...


8 su bardağı tavuk suyu veya su
Yarım su bardağı tel şehriye
1 çorba kaşığı salça
Tuz
Nane, pulbiber

Terbiyesi için;

1 yumurta sarısı
Yarım limon suyu
2 çorba kaşığı un
2 çorba kaşığı yoğurt

Az yağda salça kavrulur, tavuk suyu ya da da suyu ilave edilir ve tuzu eklenir. Kaynayınca şehriyeler ilave edilir. 10-15 dakika şehriyeler pişince terbiyesi hazırlanır. Yumurta sarısı, limon suyu, un ve yoğurt güzelce karıştırılır. Çorbadan azar azar su ilave edilerek ılındırılır. Hızlı karıştırarak çorbaya ilave edilir. Kıyılmış maydonoz ve baharatlar ilave edilerek 2-3 dakika daha pişirilir. Servis yapılır.

Afiyet olsun.

4 Aralık 2009 Cuma

Gram Ölçüleri

Hepimiz bazı tariflerde sadece “gr” yazdığını görürüz. İşte bu gramların denk geldiği ölçüler :

1 su bardağı un = 115 gr
1 çay bardağı un = 50 gr
1 yemek kaşığı un = 12 gr

1 su bardağı tozşeker = 175 gr
1 çay bardağı tozşeker = 65 gr
1 çay bardağı kah. şeker = 45 gr
1 kahve fincanı tozşeker = 75 gr
1 su bardağı pudra şekeri = 125 gr
1 çay bardağı pudra şekeri = 50 gr

1 su bardağı süt = 200 milimetre
1 küçük kahve fincanı süt = 55 milimetre
1 çay bardağı süt = 80 milimetre

1 su bardağı çekilmiş ceviz = 100 gr
1 çay bardağı çekilmiş ceviz = 40 gr
1 su bardağı kuru üzüm = 100 gr

1 su bardağı yoğurt = 200 gr
1 yemek kaşığı yoğurt = 35 gr
1 çay bardağı yoğurt = 100 gr

1 su bardağı hindistancevizi = 75 gr
1 çay bardağı damla çikolata = 65 gr

Fırında soslu makarna

Köstebek Pasta'yı yaptğım gün yemeğim buydu. Yanına da çorba ve salata... Kayınvalidem yemeğe gelelim deyince, tavuğu önceki gün yemiştik, ee ertesi gün de bayramdı. Benim de aklıma bu makarna geldi. :))

1 paket makarna
Beyaz peynir
Kaşar peynir
100 gr margarin
1 bardak süt
2 çorba kaşığı un
Tuz

Makarnayı haşlayın. Haşladığınız makarnaları bir kez sudan geçirin ve suyunun süzülmesi için bir kenara koyun. Makarnanın suyu süzülürken bir tavada, margarini eritin. Erittiğiniz margarinin içine unu ekleyip karıştırın. Sütü de ekleyin ve sos yapın. Bir tepsiyi yağlayın, makarnanın yarısını tepsiye dökün. Arasına göz kararı beyaz peynir koyun. Kalan makarnayı da peynir üstüne yayın. Yaptığınız sosu da en üste gezdirerek dökün. Bol kaşar peyniri rendeleyip, 200-250 derece fırında üstü kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun...


SütunHaber'deyiz...



Dün güzel başladı, çok şükür kötü de bitmedi. Benim ne zaman günüm iyi başlasa bir şeyler olur da... :)

Bloglar arası arkadaşlık kurmaya çalışıyorum, ısınmaya çalışıyorum blog hayatına. Yeni yeni tarifler görüyorum, yeni yeni tatlar...
Dün sütunhaber'de Lahmacun'umu görünce çok sevindim. Oğlum da ayrı güzellik katmış tabi resime :)) İnanılmaz mutlu oldum....

Teşekkürler Sütun Haber...

2 Aralık 2009 Çarşamba

Köstebek Pasta


Bu pastayı arefe günü yaptım. Kaynım pasta yapmamı istemiş, kayınvalidem de yemeğe gelmek istemişti. Ben de hepsini yemeğe çağırdım. Acelem olduğundan içini çekemedim. Üzerine kızımın çikolatalarını bıçakla keserek koydum :) Servis yapacağınız zaman keserken dikkatli olmak gerekiyor, üzerindeki ufalanmış kekler dağılabiliyor. Bir de daha erken yapın ki dolabta soğuyup dinlenebilsin. Ben yemeği ve pastayı ucu ucuna yetiştirdiğim için soğumaya fırsatı olmadı pastanın.


2 yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı yağ
2 kabartma tozu
1 vanilya
Yarım paket kakao
Alabildiğine un

İçi için:

1 su bardağı süt
1 paket krem santi
3 tane muz

Yumurta ve şekeri çırpın, süt, yağı da koyup karıştırın. Kakao, un ve en son da kabartma tozu ve vanilyayı ekleyin (en son eklediğinizde daha güzel kabarır) ve karıştırın. Küçük bir tepsiye dökün, 175-200 derece arası fırında ilk 20 dk açmamak kaydıyla pişirin. İlk 20 dk'dan sonra pişme durumuna göre ayarı artırabilirsiniz. Keki soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra kenarından 2 santim bırakarak kekin içini kaşık yardımıyla oyun. İçine isterseniz muzu dilimleyerek isterseniz tüm olarak koyun. 1 bardak sütle, krem santiyi mikserle çırpın. Muzların üstüne hazırladağınız şantiyi dökün. Çıkardağınız kek parçalarını krem şantinin üzerine ufalayın ve biraz bastıra bastıra ufalanmış keklerin yerleştirin. Buzdolabında 2 saat kadar dinlendikten sonra servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun...

1 Aralık 2009 Salı

Adana Lahmacunu

Bu lahmacunun özelliği evde değil, her türlü pişirimi yapan fırınlara verilip orada pişirilmesidir. Eşim özellikle "Adana Lahmacunu" yazmamı istedi. :)) Malzemenizi azaltabilirsiniz kişinize göre. Biz çok kalabalıktık ben de o yüzden yaptığımız gibi değiştirmeden yazmak istedim. Normalde kaç adet olduğu yazılır üstüne ama bu sefer fırıncılar yazmamış, adet olarak olarak kaç tane çıktığını söylemek isterdim.

1,5 kilo kıyma
3 kilo soğan
2 kilo domates
2 bağ maydanoz
2-3 çorba kaşığı biber salçası
Karabiber, kırmızı biber,
Tuz, yağ

İlk önce soğanları soyun ve küçük küçük doğrayın. Doğramakla uğraşmak istemiyorsanız robotta da kıyabilirsiniz fakat soğanları kıyma işlemi bittiğinde soğanın suyunu sıkmalısınız. Domateslerin de kabuklarını soyun, onları da aynı şekilde küçük küçük doğrayın. Maydanozu ince ince kıyın. Bütün malzemeleri karıştırın, baharatları, tuzu, yağı ve salçayı ekleyin. Elinizle iyice karıştırdıktan sonra mahalle fırına gönderin.

Afiyet olsun...



30 Kasım 2009 Pazartesi

Bayram kavurması

Kurban bayramında kavurma olmazsa ayıp olur :) İlk gün kayınvalideme yardımla geçti, akşama doğru eşim "ben acıktım" sinyalleri verince, yemeği yapmak bana düştü. 3 kat beraber yemek yedik, bu kavurmam da çok beğenildi. Yanına bir de salata... Salatayı yaparken parmağımı kesince salata işini devrettim :) Acile götürelim mi diye dalga geçseler de, izi hala parmağımda ve hala acıyor biraz, nasıl kestiysem... :))


Yarım kilo kuşbaşı et
2 su bardağı pirinç
4 su bardağı su
Tuz, karabiber, kırmızı biber

Etlerinizi kuşbaşı doğrayın ve bir kere sudan geçirin. Yıkadığınız etleri yağ koymadan tencereye koyun ve kısık ateşte pişmeye bırakın.Başka bir tencere de pilavınızı yapın ve dinlenmeye bırakın. Etler büyük ölçüde kavrulduktan sonra baharatlarını ve tuzunu koyun. Biraz daha kavurduktan sonra ocağı kapatın. Bir kasenin içine ilk önce et koyun, üzerine pilavı koyun ve bir kaşıkla bastırın. Düz bir tabağa ters çevirerek servis yapın.

Afiyet olsun.

29 Kasım 2009 Pazar

Bayram Tebriği


Geç kalınmış bir bayram tebriği... Apartmanda 3 aile olduğumuzdan fırsat bulamadım bloga bakmaya. ...
Kurban Bayramınız mubarek olsun. Hayırlara vesile olması duasıyla....

24 Kasım 2009 Salı

Hamsili Pilav


Hamsili Pilav yapma fikri halamdan çıktı. Tarifte ondan. Hazır eşim balık getirmişken yapayım dedim, en son kızartmasını yapmıştım. Kuş üzümü ve fıstık koymadım. Böyle de güzel oldu. Balıkları sık dizmelisiniz, pişince büzüşme olduğundan dolayı üstü açılabiliyor. Karadeniz'li olupta ucundan kıyısından yemeklerini yapmamak olmaz değil mi? :)) Yanına çorba ve salata vazgeçilmezi...

2 kg hamsi
2 su bardağı pirinç
3,5 su bardağı su
2 baş soğan
2-3 diş sarımsak
Yarım demet maydanoz
Tuz, karabiber, kırmızı biber
Arzuya bağlı olarak kuş üzümü ve dolmalık fıstık.

Hamsileri kılçıklarından ayırarak temizleyin. Temizlediğiniz hamsileri teker teker yıkayın. Parlak tarafı alta gelecek şekilde tepsiye dizin. Küçük küçük doğradığınız soğanları biraz yağda pembeleştirin. Pirincinizi ekleyin, biraz kavurduktan sonra maydanozu, dövdüğünüz sarımsakları, baharatları ve tuzunu ilave edin. Son olarak suyunu katıp kısık ateşte yavaş yavaş pişmeye bırakın. Pişen pilavınız biraz soğuduktan sonra tepsiye dizdiğiniz hamsilerin üzerine yayın. Kaşık yardımıyla düzeltin. Kalan hamsileri de pilavın üzerine sıkı bir şekilde yine dizin. 250 derecede 40 dk kadar pişirin. (Fırın ayarlarınız değişik olabilir).

Afiyet olsun...

22 Kasım 2009 Pazar

Kıymalı tarhana çorbası


Az olan kıymadan iki çeşit yemek çıkarabilmek zorundayız şu anki ekonomik durumda... Geçen gün yine tarhana çorbası yaptım ama sürekli aynısı olmuyor, yeni eklemeler yapmak lazım. Ben de bu seferkine kıyma ve domates rendesi ekledim. Çokta güzel oldu. Bir keresinde de çarliston biberlerden doğramıştım küçük küçük... Eee mutfak demek yeni tatlar demek... :)

5 bardak su
200 gr kıyma
1 çay bardağından biraz az tarhana
1 yemek kaşığı salça
1 tane domates
Yağ, tuz, nane, kırmızı biber

Tencereye biraz yağ koyarak kıymayı kavurun. Domatesi rendeleyin ve onu da ekleyin. Kıymayla domatesi biraz çevirdikten sonra salçayı da ekleyin. Daha sonra 5 bardak suyu tencereye boşaltın ve hemen tarhanayı karıştırarak ekleyin, sonra da baharatlarını ve tuzunu ilave edin. Hiç durmadan pişene kadar sürekli karıştırın ki topaklanmasın... Kaynayınca altını kısıp kendi halinde 5 dk daha kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra üzerine nane serpebilirsiniz.

Afiyet olsun...

18 Kasım 2009 Çarşamba

Tavuk Dolması (İç pilavlı tavuk)


Bu dolmayı ailece yiyecek olsaydık ortasını açacaktım ve öyle resmini çekecektim fakat eşimin misafiri olduğundan dolayı tabaklara ayırmak zorunda kaldım ve ancak tabaktaki haliyle, tüm halini çekebildim. Bir de tavuğu fırın poşetin de pişirdim. Pilavımı tam diri yapamasam da tadı güzeldi. Tarife ek olarak ben bir tane soğan kavurup koydum pilava. Kayınvalidem farklı yapıyor bu dolmayı ve içinde soğan oluyor. Eşime "daha farklı olacak ama yine de içinde soğan olacak" dediğim için koydum soğanı. Kötü de olmadı. İstiyorsanız ekleyebilirsiniz.


1 adet bütün piliç
2 su bardağı pirinç
3 yemek kaşığı tereyağı
2 çorba kaşığı zeytinyağı
3 su bardağı tavuk suyu
1 çorba kaşığı yenibahar
1 tatlı kaşığı karabiber
4 çorba kaşığı dolmalık fıstık
4 çorba kaşığı kuş üzümü
1 tatlı kaşığı tarçın
2 çorba kaşığı nane

Pirinçleri üzerini iki parmak geçecek sıcak su ile 1-2 saat dinlenmeye bırakın. Bu arada fıstığı zeytinyağında kavurun. Fıstıklar pembeleşince üzümü ekleyin. Islattığım pirinçleri nişastası akana kadar yıkayıp üzerine ilave edip 2-3 dk.kavurup, üzerine tavuk suyunu ve tuzu ekleyip, pişirin. Pilav piştikten sonra üzerine baharatların hepsini ilave edin. İyice karıştırıp (tahta kaşığın ucuyla pirinçleri kırıp, ezmeden) telleyip, kağıt havlu yayın, tencerenin kapağınıda kapatıp, demlenmeye bırakın.Pilicin içini güzelce yıkayın. Tuz serpin ve mutfak ipi ile tavuğun boğaz kısmını dikin. Hazırladığınız iç pilavın yarısını içine doldurun. Karnını da dikin. Tavuğu ısıya dayanaklı cam fırın kabına aldım 200 C ısılı fırında yaklaşık 1,5 2 saat pişirin.Servis tabağına kalan iç pilavı alın. Üzerine fırından çıkardığınız tavuk dolmayı yerleştirin. Diktiğiniz karın bölgesini sökün ve sıcak servis yapın.


Afiyet olsun.

17 Kasım 2009 Salı

Narlı Sütlaç

Dün akşam eşimin misafiri vardı. Öğleden sonra "misafir var akşama" deyince yemeğin ardına tatlı iyi gider diye düşündüm. Başka bir tatlı yapacaktım ama vakit darlığından ve çocukların vız vızlarından dolayı fazla uğraşmayayım sütlaç yapayım dedim... Tek fazlası üstündeki narlar :)
Çocuklar bile kendi haklarını bir güzel yediler, sütlacı kim sevmez ki neli olursa olsun değil mi?



1 litre süt
1 cay bardağı pirinç
1 su bardağı şeker
yarım nar


Tencereye bir litre sütü daha sonra pirincimizi ekleyip kaynamaya bırakıyoruz. Kaynayınca şekeri koyup, koyulaşmaya bırakıyoruz. Kıvam büyük ölçü de pirinçler iyice pişince oluyor. Piştikten sonra sütlacımızı kaselere paylaştırarak soğumaya bırakıyoruz. Üzerine nar serpip, soğuduktan sonra servis ediyoruz.

Afiyet olsun...

16 Kasım 2009 Pazartesi

Fındıklı Kakaolu Kek



Bu keki geçen akşam yaptım. Eşim, Tevhid Eymen'in örümceğini artık İrem'e verelim dedi. Akşam çaya gideriz sen de verirsin hediyeni dedim. Bir gün önceden bir güzel tamir etti örümceği yeğeni için :))
O gün Fırında Karnıbahar'ı da yapmıştım o yüzden ben keki eltimin fırınında pişirdik. Azıcık fazla kalmış kek fırında. Onun dışında güzeldi, hatta yarısını bölüşüp ertesi sabah bile yedik :)) Kaynım sever böyle pasta-kek işlerini, "ben sabahta yerim" diyordu daha tabağındaki bitmeden :))


2 yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı yağ
1 su bardağı süt
2 kabartma tozu
1 vanilya
Yarım paket kakao
1 kase dövülmüş fındık
Alabildiği kadar un

Yumurta ve şekeri çırpın. Sonra yağı, sütü ilave edin. Fındığı da katıp, akışkan bir kıvamı olana kadar unu ekleyin. Undan sonra kabartma tozu, vanilya ve kakaoyu ekleyip karıştırın. 200 derece fırında ilk 20 dk kesinlikle açmamak kaydıyla pişirin. İlk yirmi dk. dan sonra pişmiş olup olmadığına bakarak dereceyi artırabilirsiniz. Her fırının ayarı farklı çünkü.
Afiyet olsun...

15 Kasım 2009 Pazar

Fırında Karnıbahar


3 günlük aradan sonra merhaba;
Arada sıra da böyle aralar vermek zorunda kalıyorum. Bu sefer ki mecburiyet hastalıktı. Perşembe günü acillik olunca uğraşamadım blogla... Yemek yapasım bile yok bugünler de ama evde yemek bekleyen 2 kişi daha var :)) Kızartmalara biraz ara vermem gerekiyordu o yuzden karnıbaharın kızartması dışında bir yemek bulmam lazımdı. Eşim "yerim herhalde" deyince denedim, güzel de oldu. Görünen patatesleri ben ekledim, borcamın hepsi dolmayınca sosun yarısı boşta kalınca oraya da patates dilimledim. Patatesinden oğlum bile yedi düşünün... :))


1 küçük boy karnıbahar
1 su bardağı yoğurt (ben süt kullandım)
1/2 çağ bardağı sıvıyağ
2 adet yumurta
1 yemek kaşığı un
tuz, pul biber
kaşar peyniri rendesi

Karnıbaharları çiçek çiçek kopararak tuzlu suda haşlayın. Kaşar peyniri hariç tüm malzemeleri güzelce karıştırın. Haşlanan karnıbaharları hazırladığınız bu sosa batırıp, yağlanmış fırın tepsisine dizin. Ya da karnıbaharları fırın tepsisine dizip üzerine sosu da dökebilirsiniz. Üzerine 1-2 parça margarin koyup, 200 derecede 20 dak kadar fırında pişirin. Fırından almadan önce kaşarları üzerine dökün . Kaşarlar eriyip kızarınca fırından çıkarın. Yanında limon, ketçap yada domates sosu ile servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun...


11 Kasım 2009 Çarşamba

Yumurtalı Biber


Bugün gezmeye gittik, çocuklu gezme yorucu olsa da arkadaşlarımı gördüğüm için yorgunluğa değer. Kızım da arkadaşlarıyla olmaktan çok mutlu oldu. Akşam yemeğine eşim gelmedi, ben de kızım ve oğlumu mutfağa alarak bir güzel patates-biber kızarttık. Bu aperatifi de ben bir yerde görmüştüm ama nerede gördüm unuttum, aklıma geldi kızartma yaparken. Deneyeyim bir daha dedim, güzel olursa eklerim :) Güzel de oldu, değişik bir aperatif olarak pazar kahvaltılarınız da yerini alabilir... Hem basitliği ile de uğraştırmıyor sizi...


2 çarliston biber
1 yumurta
Tuz, kırmızı biber

Biberleri yıkayın, kurulayın ve üçe bölün. Benim biberlerim uzundu, fazla böldüğüm de oldu. Bölme işlemi bittikten sonra kızartın. Kızaran biberleri küçük bir tavaya aldıktan sonra üzerine yumurtayı kırın. Tuzunu atın ve karıştırın. Servis tabağına aldığınız zaman kırmızı biberi de serpip servis yapın.

Afiyet olsun.

10 Kasım 2009 Salı

Hazır yufka mantısı


MANTI KRİZLERİNE... :)
Evde kalan yufkayla neler yapabilirim, bugün ne yapsam diye düşünürken Şaziye Hanım'ın blogunda bu mantıya rastladım. Hem yeni bir tat öğrenmiş oldum hem de yufkalarım değerlendi. Mantı krizine giriyorsanız zaman zaman, gerçeği gibi olmasa da krizinizi bastıracaktır. Şimdi, "olsa da biraz daha yesem" diyorum :)) Ben ayranı bir su bardağı yaptım ve kalanı da yufkaların üzerine gezdirdim. Et suyu kullanılan tariflere de rastladım ama böyle daha güzel oldu. İçindeki ayran ve yağ karışımı yumuşattı zaten. Ee bir iki saatte beklemek zorunda kalınca yumuşamama gibi bir lüksü olmadı mantımın :) Sonuç olarak çok güzeldi...
Resim için eşime teşekkürlerimle...



4 tane yufka
300 gr kıyma
1 baş soğan(büyük olsun)
tuz, karabiber
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı ayran

Üzerine;
sarımsaklı yoğurt,
tereyağında kızdırılmış nane ve pulbiber

Soğanı rondoda kıyın veya rendeleyin. Kıyma, soğan, tuz ve karabiberi karıştırın. Yufkaları ortadan ikiye bölün ve 8 tane yarım yufka elde edin. Kıymayı da 8 eşit parçaya ayırın. Yarım yufkayı masaya yayın. Üzerine fırçayla önce ayran, daha sonra sıvıyağ sürün. Kenarlarını biraz içe doğru kıvırın. Kıymanın bir parçasını alıp yufkanın geniş kenarına serin. Rulo şeklinde kıvırıp, 2 cm'lik parçalar halinde kesin. Yağlanmış veya pişirme kağıdı serilmiş tepsiye birbirine bitişik olacak şekilde dizin. Üzerine fırçayla sıvıyağ sürün. 180-190 derecede ısıtılmış fırına koyup pembeleşene kadar pişirin. Fırında çıkardıktan sonra servis tabağına alıp üzerine sarımsaklı yoğurt ve tereyağında kızdırılmış pulbiber-nane döküp sıcak olarak servis yapın.

Afiyet olsun...

8 Kasım 2009 Pazar

Tosbik'imin ilk adımları...



Aslında bu yazıyı yazalı biraz oldu ama burada da hatıra olarak kalsın dedim...


Canim oglum, hayatimin ikinci erkeki... Guzel oglum sanki daha dun dogmus gibisin... Ama simdi bakiyorum da zaman gecmis, sen buyumussun... Ama ben seni gozumde buyutmek istemiyormusum...
Hayatinin ilk adimlarini atiyorsun artik... Buyuyorsun... Ben de her gecen gun sizinle buyuyorum, ogreniyorum... Sizinle yeni yeni seyler katiliyor hayatima... Tatsiz tutsuz hayatimin en guzel tadisiniz... En guzel varligim, benim olan iki seysiniz... Herseyin ilkini yasama mutlulugunu tadiyorum... Herseyin ilki sizinle... Dun aksam babandan bana dogru ilk adimlarinla geldin ya, icimde birsey oldu... Buyudugunu hissettim... Yaslaniyor muyum ne?

Oglum, bebegim, ömrüm... Can parcam... Rabbim hayatinin ilk adimlarindan itibaren hep yaninda olsun, elini hic birakmasin ki dusme... Hep dogru yolda dogru adimlarla ilerle... Simdi duse kalka yuruyorsun... Buyudugunde de ayagin takildigi zaman duseceksin, ilk adimlarinda yaninda olup dustugunde seni kaldirdigim gibi, Rabbim bana ömür verirse yine kaldiracagim... Yine tutacagim elinden, yoluna devam etmen icin... Rabbim, daha guzel daha mutlu gunlerinizi gostersin bana...

Seni cok seviyorum oglum...

9 Ekim 2009

Ezo Gelin Çorbası



Bizimkiler mercimek çorbasını çok severler ama mercimekte bir yere kadar gidiyor :) Çorbalarım ya mercimek çorbası, ya tarhana çorbası ya da şehriye çorbası. Yeni bir çorba denemenin vakti geldi de geçiyor bile. Artık misafir ağırladığım da bu çorbadan yapacağım.
Tarif için Fatoş arkadaşıma teşekkür ederim... Resimlerini çektikten sonra "hangi resim daha iyi olmuş" diye sordum eşime. Çorba resmine geldiğimizde, "hmm şu leziz çorba" dedi :) Sofra da sadece güzel olduğunu söylemişti ama "leziz" olduğunu duymak o kadar motive etti ki beni... Belki de bilmeden söyledi :)

Resim çekerken özellikle tanesinden çok koydum ki, içinde ne olduğu görünsün diye... Suyunun az olduğundan değil.

2 yemek kaşığı tereyağı ya da 3-4 çorba kaşığı sıvı yağ
1 adet kuru soğan
8 su bardağı su veya et suyu
1 su bardağı kırmızı mercimek
2 yemek kaşığı pirinç
4 yemek kaşığı bulgur
2 yemek kaşığı tel şehriye
1 yemek kaşığı salça
1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber, nane
Tuz, karabiber

Önce ince kıyılmış kuru soğanı yağda pembeleştirin. İçine suyunu katın. Kırmızı mercimeği, pirinci, bulguru ekleyin, kaynamaya başladıktan sonra şehriyeyi ve tuzunu ekip, koyulaşıncaya kadar karıştırın. Bir kaşık salçayla kırmızı biberi yağda çevirin. Üzerine gezdirip, karabiberi ve kuru naneyi serpin.

Afiyet olsun

Simira

Simira'nın değişik versiyonları var öğrendiğim kadarıyla. Karadeniz yemeğidir bu. Ben de bir Karadeniz'liyim sonuçta :)) Ama annem böyle yapıyordu. Anne'den öğrendiklerimden biri de bu :) Tadı çok güzel ama yine de damak zevki her insanın farklıdır. Eltim ne yemek yaptığımı sorunca; "simira" dedim. O ne ya filan dedi. Getireyim tadına bakarsın dedim. Çok beğendi, değişik bir tadı var dedi. Ben bunu yeni evliyken bir kere yapmıştım ama acemiliğe denk geldiğinden güzel olmamıştı, eşim Allah'tan hatırlamadı da yoksa ağzında o tat kaldığından yemem diyebilirdi :)) O da "Simira" ne filan gibi tepki verdi ama bu sefer beğendi...
Gelelim tarifimize...



Yarım kilo taze fasulye
7 orta boy patates
4 diş sarımsak
Yağ, tuz, kırmızı biber

Taze fasulyeleri temizleyip yıkayın. Yıkadığınız fasulyeleri üçe bölün, fasulye yemeği yaptığımız gibi. Bir tencereye su koyup fasulyeleri haşlayın. Başka bir tencereye patatesleri yıkayıp koyuni onları da haşlayın. Fasulye haşlanınca süzün, patatesler de soğuyunca soyun. Bir kabın içinde ilk önce fasulyeleri çatalla ezin, sonra patatesleri ezin, tuzu da ekleyin..
Bir tencereye biraz yağ, kırmızı biber ve dövülmüş sarımsaklarınızı da ekleyip sarımsakların kokusu çıkana kadar kızdırın. Kızmış yağa hazırladığını patates-fasulye ezmesini koyun ve iyice karıştırın. Servis tabağına alın ve isterseniz üzerine biraz yağ ve kırmızı biber ekleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.



7 Kasım 2009 Cumartesi

Mercimek köftesi


Evde birşey kalmamış, pazar günü gelmiş. Düşün düşün.... Bloglar arasında dolaşırken
Melek ablamın bloğuna da baktım. Yapayım mı yapmayayım mı derken, eşim nasılsa yer dedim. Asla hayır demez.... Aslında yanına bir yemek daha yapacaktım ama baktım ocak az yanıyor yetişmez dedim ikisi. Köfte de karar kılıp yaptım. İyi de oldu, ilk denemem olmasına rağmen sonuç çok güzeldi. Domatesi ve yeşilliği biraz az o kadar... Yanına bir de tuzlu ayran yaptım... Mmmm... Mis gibi afiyetle yedik... Ballandırıyorum ki, siz de yapın ;)


1 su bardağı mercimek
1.5 su bardağı ince bulgur
1 adet yemeklik soğan
2 adet domates
1 yemek kaşığı biber salçası
2 büyük yemek kaşığı margarin (ben sıvı yağ kullandım)
6 adet taze soğan
yarım bağ maydanoz
1,5 kahve kaşığı kimyon, tuz, karabiber


Mercimeği yıkayıp düdüklüye veya bir tencereye koyun. Üzerini 3 parmak geçecek kadar su koyun, tuz atıp ezilinceye kadar (yaklaşık 10 dk.) pişirin. Pişen mercimeğin kapağını açıp içine bulguru ilave edin ve kapağını kapatıp 15 dakika daha bekletin, arada bir karıştırın. Diğer tarafta soğanı ince doğrayıp margarinde kavurun. Üzerine salçayı ve kabukları soyulmuş suyu çıkarılmış doğradığınız domatesi ilave edip biraz kavurun. Kimyon, karabiber, tuz ilave edip demlenmis mercimeğe katıp iyice karıştırın. İnce doğranmış taze soğanı, maydonozu ilave edip yoğurun. Parmak şeklinde şekil vererek tabağa dizin. Marul ve limon eşliğinde servis edin .

Afiyet olsun...

6 Kasım 2009 Cuma

İki renk pasta

Büskivili pastalar çoğunlukla aynıdır. Ben bu pastanın sosunu Esra arkadaşımdan öğrenmiştim. Kurtarıcı pasta olabilir zor zamanlarda... :) İstediğiniz gibi süsleyebilirsiniz, eşim hindistan cevizi sevmediği için ben koymadım bu sefer...

Kakaolu Sos:

1 litre süt
1 yumurta
2 yemek kaşığı kakao
1 su bardağı şeker
3 yemek kaşığı nişasta
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı margarin

Vanilyali Sos:

2 su bardağı süt
2 paket vanilya
2 yemek kaşığı nişasta
yarım bardak şeker
2,5 paket petibör büskivi

Süt, yumurta, un, nişasta, şeker, kakao, margarin bir tencereye koyularak pişirilir... Aynı şekil de vanilyalı sosta hazırlanır. Bir tepsiye büsküviler döşenir, üzerine kakaolu sostan dökülür. İkinci katta aynı şekilde yapılır. 3. kata vanilyalı sosun hepsi dökülür. Üzerine tekrar bir sıra daha büsküvi döşenir, onun üzerine de kalan kakaolu sos dökülerek güzelce sürülür... Hindistanceviziyle süsleyerek servis yapılır.

Afiyet olsun.

5 Kasım 2009 Perşembe

Vazgeçemediğim kokularım :)

Mimlenmişim, ilk mimim :)) Emine arkadaşım beni mimlemiş :) En sevdiğim 5 kokuyu yazacağım.
Aslında değişir zevklerimiz... Ama çoğunlukla aynı kalırlar... Aynı kalanlar da vazgeçemediklerimizdir...


1 - Oğlumun ve kızımın kokusu...
Vazgeçemediğim, benim olan, bana emanet edilen kuzularımın kokusunu çok seviyorum... Teri bile güzel kokuyor..


2 - Sıcak çay kokusu
Soğuk akşamlar da üşümüşken ya da canım acayip çay istediğin de kokar burnuma burnuma... Sanki daha çok iste der gibi...


3 - Yemek kokusu
Ben acıktığımda herşeyi siler süpürürüm diye düşünürüm. İnsanoğlu açken doymayacağını sanıyor. Sıcak bir yemek kokusu, çorba kokusu... Bugünlerde balık krizindeyim mesela :)) Burnuma balık kokusu geldi buram buram buğulanmış...Hele fırındaki pasta - kek kokusuna asla hayır diyemiyorum :)


4 - Annemin kokusu
Sadece anneciğimi çok özlediğimi ve bu bayram da gidemeyeceğimi söylemek istiyorum...


5 - Şampuan kokusu
Biraz komik ya da garip gelecek ama sıcak bir banyodan sonra yayılan şampuan ve sıcak kokusuna bayılıyorum. Banyodan sonra tertemiz kokan saçlar...:)) Bunun resmi yok :)
Bana dair yeni bilgiler olarakta sayabilirsiniz... Henüz fazla kimseyi tanımıyorum blogdaş olarak, bu yüzden kimseyi mimlemeyeceğim... :)