30 Kasım 2009 Pazartesi

Bayram kavurması

Kurban bayramında kavurma olmazsa ayıp olur :) İlk gün kayınvalideme yardımla geçti, akşama doğru eşim "ben acıktım" sinyalleri verince, yemeği yapmak bana düştü. 3 kat beraber yemek yedik, bu kavurmam da çok beğenildi. Yanına bir de salata... Salatayı yaparken parmağımı kesince salata işini devrettim :) Acile götürelim mi diye dalga geçseler de, izi hala parmağımda ve hala acıyor biraz, nasıl kestiysem... :))


Yarım kilo kuşbaşı et
2 su bardağı pirinç
4 su bardağı su
Tuz, karabiber, kırmızı biber

Etlerinizi kuşbaşı doğrayın ve bir kere sudan geçirin. Yıkadığınız etleri yağ koymadan tencereye koyun ve kısık ateşte pişmeye bırakın.Başka bir tencere de pilavınızı yapın ve dinlenmeye bırakın. Etler büyük ölçüde kavrulduktan sonra baharatlarını ve tuzunu koyun. Biraz daha kavurduktan sonra ocağı kapatın. Bir kasenin içine ilk önce et koyun, üzerine pilavı koyun ve bir kaşıkla bastırın. Düz bir tabağa ters çevirerek servis yapın.

Afiyet olsun.

29 Kasım 2009 Pazar

Bayram Tebriği


Geç kalınmış bir bayram tebriği... Apartmanda 3 aile olduğumuzdan fırsat bulamadım bloga bakmaya. ...
Kurban Bayramınız mubarek olsun. Hayırlara vesile olması duasıyla....

24 Kasım 2009 Salı

Hamsili Pilav


Hamsili Pilav yapma fikri halamdan çıktı. Tarifte ondan. Hazır eşim balık getirmişken yapayım dedim, en son kızartmasını yapmıştım. Kuş üzümü ve fıstık koymadım. Böyle de güzel oldu. Balıkları sık dizmelisiniz, pişince büzüşme olduğundan dolayı üstü açılabiliyor. Karadeniz'li olupta ucundan kıyısından yemeklerini yapmamak olmaz değil mi? :)) Yanına çorba ve salata vazgeçilmezi...

2 kg hamsi
2 su bardağı pirinç
3,5 su bardağı su
2 baş soğan
2-3 diş sarımsak
Yarım demet maydanoz
Tuz, karabiber, kırmızı biber
Arzuya bağlı olarak kuş üzümü ve dolmalık fıstık.

Hamsileri kılçıklarından ayırarak temizleyin. Temizlediğiniz hamsileri teker teker yıkayın. Parlak tarafı alta gelecek şekilde tepsiye dizin. Küçük küçük doğradığınız soğanları biraz yağda pembeleştirin. Pirincinizi ekleyin, biraz kavurduktan sonra maydanozu, dövdüğünüz sarımsakları, baharatları ve tuzunu ilave edin. Son olarak suyunu katıp kısık ateşte yavaş yavaş pişmeye bırakın. Pişen pilavınız biraz soğuduktan sonra tepsiye dizdiğiniz hamsilerin üzerine yayın. Kaşık yardımıyla düzeltin. Kalan hamsileri de pilavın üzerine sıkı bir şekilde yine dizin. 250 derecede 40 dk kadar pişirin. (Fırın ayarlarınız değişik olabilir).

Afiyet olsun...

22 Kasım 2009 Pazar

Kıymalı tarhana çorbası


Az olan kıymadan iki çeşit yemek çıkarabilmek zorundayız şu anki ekonomik durumda... Geçen gün yine tarhana çorbası yaptım ama sürekli aynısı olmuyor, yeni eklemeler yapmak lazım. Ben de bu seferkine kıyma ve domates rendesi ekledim. Çokta güzel oldu. Bir keresinde de çarliston biberlerden doğramıştım küçük küçük... Eee mutfak demek yeni tatlar demek... :)

5 bardak su
200 gr kıyma
1 çay bardağından biraz az tarhana
1 yemek kaşığı salça
1 tane domates
Yağ, tuz, nane, kırmızı biber

Tencereye biraz yağ koyarak kıymayı kavurun. Domatesi rendeleyin ve onu da ekleyin. Kıymayla domatesi biraz çevirdikten sonra salçayı da ekleyin. Daha sonra 5 bardak suyu tencereye boşaltın ve hemen tarhanayı karıştırarak ekleyin, sonra da baharatlarını ve tuzunu ilave edin. Hiç durmadan pişene kadar sürekli karıştırın ki topaklanmasın... Kaynayınca altını kısıp kendi halinde 5 dk daha kaynamaya bırakın. Kaynadıktan sonra üzerine nane serpebilirsiniz.

Afiyet olsun...

18 Kasım 2009 Çarşamba

Tavuk Dolması (İç pilavlı tavuk)


Bu dolmayı ailece yiyecek olsaydık ortasını açacaktım ve öyle resmini çekecektim fakat eşimin misafiri olduğundan dolayı tabaklara ayırmak zorunda kaldım ve ancak tabaktaki haliyle, tüm halini çekebildim. Bir de tavuğu fırın poşetin de pişirdim. Pilavımı tam diri yapamasam da tadı güzeldi. Tarife ek olarak ben bir tane soğan kavurup koydum pilava. Kayınvalidem farklı yapıyor bu dolmayı ve içinde soğan oluyor. Eşime "daha farklı olacak ama yine de içinde soğan olacak" dediğim için koydum soğanı. Kötü de olmadı. İstiyorsanız ekleyebilirsiniz.


1 adet bütün piliç
2 su bardağı pirinç
3 yemek kaşığı tereyağı
2 çorba kaşığı zeytinyağı
3 su bardağı tavuk suyu
1 çorba kaşığı yenibahar
1 tatlı kaşığı karabiber
4 çorba kaşığı dolmalık fıstık
4 çorba kaşığı kuş üzümü
1 tatlı kaşığı tarçın
2 çorba kaşığı nane

Pirinçleri üzerini iki parmak geçecek sıcak su ile 1-2 saat dinlenmeye bırakın. Bu arada fıstığı zeytinyağında kavurun. Fıstıklar pembeleşince üzümü ekleyin. Islattığım pirinçleri nişastası akana kadar yıkayıp üzerine ilave edip 2-3 dk.kavurup, üzerine tavuk suyunu ve tuzu ekleyip, pişirin. Pilav piştikten sonra üzerine baharatların hepsini ilave edin. İyice karıştırıp (tahta kaşığın ucuyla pirinçleri kırıp, ezmeden) telleyip, kağıt havlu yayın, tencerenin kapağınıda kapatıp, demlenmeye bırakın.Pilicin içini güzelce yıkayın. Tuz serpin ve mutfak ipi ile tavuğun boğaz kısmını dikin. Hazırladığınız iç pilavın yarısını içine doldurun. Karnını da dikin. Tavuğu ısıya dayanaklı cam fırın kabına aldım 200 C ısılı fırında yaklaşık 1,5 2 saat pişirin.Servis tabağına kalan iç pilavı alın. Üzerine fırından çıkardığınız tavuk dolmayı yerleştirin. Diktiğiniz karın bölgesini sökün ve sıcak servis yapın.


Afiyet olsun.

17 Kasım 2009 Salı

Narlı Sütlaç

Dün akşam eşimin misafiri vardı. Öğleden sonra "misafir var akşama" deyince yemeğin ardına tatlı iyi gider diye düşündüm. Başka bir tatlı yapacaktım ama vakit darlığından ve çocukların vız vızlarından dolayı fazla uğraşmayayım sütlaç yapayım dedim... Tek fazlası üstündeki narlar :)
Çocuklar bile kendi haklarını bir güzel yediler, sütlacı kim sevmez ki neli olursa olsun değil mi?



1 litre süt
1 cay bardağı pirinç
1 su bardağı şeker
yarım nar


Tencereye bir litre sütü daha sonra pirincimizi ekleyip kaynamaya bırakıyoruz. Kaynayınca şekeri koyup, koyulaşmaya bırakıyoruz. Kıvam büyük ölçü de pirinçler iyice pişince oluyor. Piştikten sonra sütlacımızı kaselere paylaştırarak soğumaya bırakıyoruz. Üzerine nar serpip, soğuduktan sonra servis ediyoruz.

Afiyet olsun...

16 Kasım 2009 Pazartesi

Fındıklı Kakaolu Kek



Bu keki geçen akşam yaptım. Eşim, Tevhid Eymen'in örümceğini artık İrem'e verelim dedi. Akşam çaya gideriz sen de verirsin hediyeni dedim. Bir gün önceden bir güzel tamir etti örümceği yeğeni için :))
O gün Fırında Karnıbahar'ı da yapmıştım o yüzden ben keki eltimin fırınında pişirdik. Azıcık fazla kalmış kek fırında. Onun dışında güzeldi, hatta yarısını bölüşüp ertesi sabah bile yedik :)) Kaynım sever böyle pasta-kek işlerini, "ben sabahta yerim" diyordu daha tabağındaki bitmeden :))


2 yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı yağ
1 su bardağı süt
2 kabartma tozu
1 vanilya
Yarım paket kakao
1 kase dövülmüş fındık
Alabildiği kadar un

Yumurta ve şekeri çırpın. Sonra yağı, sütü ilave edin. Fındığı da katıp, akışkan bir kıvamı olana kadar unu ekleyin. Undan sonra kabartma tozu, vanilya ve kakaoyu ekleyip karıştırın. 200 derece fırında ilk 20 dk kesinlikle açmamak kaydıyla pişirin. İlk yirmi dk. dan sonra pişmiş olup olmadığına bakarak dereceyi artırabilirsiniz. Her fırının ayarı farklı çünkü.
Afiyet olsun...

15 Kasım 2009 Pazar

Fırında Karnıbahar


3 günlük aradan sonra merhaba;
Arada sıra da böyle aralar vermek zorunda kalıyorum. Bu sefer ki mecburiyet hastalıktı. Perşembe günü acillik olunca uğraşamadım blogla... Yemek yapasım bile yok bugünler de ama evde yemek bekleyen 2 kişi daha var :)) Kızartmalara biraz ara vermem gerekiyordu o yuzden karnıbaharın kızartması dışında bir yemek bulmam lazımdı. Eşim "yerim herhalde" deyince denedim, güzel de oldu. Görünen patatesleri ben ekledim, borcamın hepsi dolmayınca sosun yarısı boşta kalınca oraya da patates dilimledim. Patatesinden oğlum bile yedi düşünün... :))


1 küçük boy karnıbahar
1 su bardağı yoğurt (ben süt kullandım)
1/2 çağ bardağı sıvıyağ
2 adet yumurta
1 yemek kaşığı un
tuz, pul biber
kaşar peyniri rendesi

Karnıbaharları çiçek çiçek kopararak tuzlu suda haşlayın. Kaşar peyniri hariç tüm malzemeleri güzelce karıştırın. Haşlanan karnıbaharları hazırladığınız bu sosa batırıp, yağlanmış fırın tepsisine dizin. Ya da karnıbaharları fırın tepsisine dizip üzerine sosu da dökebilirsiniz. Üzerine 1-2 parça margarin koyup, 200 derecede 20 dak kadar fırında pişirin. Fırından almadan önce kaşarları üzerine dökün . Kaşarlar eriyip kızarınca fırından çıkarın. Yanında limon, ketçap yada domates sosu ile servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun...


11 Kasım 2009 Çarşamba

Yumurtalı Biber


Bugün gezmeye gittik, çocuklu gezme yorucu olsa da arkadaşlarımı gördüğüm için yorgunluğa değer. Kızım da arkadaşlarıyla olmaktan çok mutlu oldu. Akşam yemeğine eşim gelmedi, ben de kızım ve oğlumu mutfağa alarak bir güzel patates-biber kızarttık. Bu aperatifi de ben bir yerde görmüştüm ama nerede gördüm unuttum, aklıma geldi kızartma yaparken. Deneyeyim bir daha dedim, güzel olursa eklerim :) Güzel de oldu, değişik bir aperatif olarak pazar kahvaltılarınız da yerini alabilir... Hem basitliği ile de uğraştırmıyor sizi...


2 çarliston biber
1 yumurta
Tuz, kırmızı biber

Biberleri yıkayın, kurulayın ve üçe bölün. Benim biberlerim uzundu, fazla böldüğüm de oldu. Bölme işlemi bittikten sonra kızartın. Kızaran biberleri küçük bir tavaya aldıktan sonra üzerine yumurtayı kırın. Tuzunu atın ve karıştırın. Servis tabağına aldığınız zaman kırmızı biberi de serpip servis yapın.

Afiyet olsun.

10 Kasım 2009 Salı

Hazır yufka mantısı


MANTI KRİZLERİNE... :)
Evde kalan yufkayla neler yapabilirim, bugün ne yapsam diye düşünürken Şaziye Hanım'ın blogunda bu mantıya rastladım. Hem yeni bir tat öğrenmiş oldum hem de yufkalarım değerlendi. Mantı krizine giriyorsanız zaman zaman, gerçeği gibi olmasa da krizinizi bastıracaktır. Şimdi, "olsa da biraz daha yesem" diyorum :)) Ben ayranı bir su bardağı yaptım ve kalanı da yufkaların üzerine gezdirdim. Et suyu kullanılan tariflere de rastladım ama böyle daha güzel oldu. İçindeki ayran ve yağ karışımı yumuşattı zaten. Ee bir iki saatte beklemek zorunda kalınca yumuşamama gibi bir lüksü olmadı mantımın :) Sonuç olarak çok güzeldi...
Resim için eşime teşekkürlerimle...



4 tane yufka
300 gr kıyma
1 baş soğan(büyük olsun)
tuz, karabiber
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı ayran

Üzerine;
sarımsaklı yoğurt,
tereyağında kızdırılmış nane ve pulbiber

Soğanı rondoda kıyın veya rendeleyin. Kıyma, soğan, tuz ve karabiberi karıştırın. Yufkaları ortadan ikiye bölün ve 8 tane yarım yufka elde edin. Kıymayı da 8 eşit parçaya ayırın. Yarım yufkayı masaya yayın. Üzerine fırçayla önce ayran, daha sonra sıvıyağ sürün. Kenarlarını biraz içe doğru kıvırın. Kıymanın bir parçasını alıp yufkanın geniş kenarına serin. Rulo şeklinde kıvırıp, 2 cm'lik parçalar halinde kesin. Yağlanmış veya pişirme kağıdı serilmiş tepsiye birbirine bitişik olacak şekilde dizin. Üzerine fırçayla sıvıyağ sürün. 180-190 derecede ısıtılmış fırına koyup pembeleşene kadar pişirin. Fırında çıkardıktan sonra servis tabağına alıp üzerine sarımsaklı yoğurt ve tereyağında kızdırılmış pulbiber-nane döküp sıcak olarak servis yapın.

Afiyet olsun...

8 Kasım 2009 Pazar

Tosbik'imin ilk adımları...



Aslında bu yazıyı yazalı biraz oldu ama burada da hatıra olarak kalsın dedim...


Canim oglum, hayatimin ikinci erkeki... Guzel oglum sanki daha dun dogmus gibisin... Ama simdi bakiyorum da zaman gecmis, sen buyumussun... Ama ben seni gozumde buyutmek istemiyormusum...
Hayatinin ilk adimlarini atiyorsun artik... Buyuyorsun... Ben de her gecen gun sizinle buyuyorum, ogreniyorum... Sizinle yeni yeni seyler katiliyor hayatima... Tatsiz tutsuz hayatimin en guzel tadisiniz... En guzel varligim, benim olan iki seysiniz... Herseyin ilkini yasama mutlulugunu tadiyorum... Herseyin ilki sizinle... Dun aksam babandan bana dogru ilk adimlarinla geldin ya, icimde birsey oldu... Buyudugunu hissettim... Yaslaniyor muyum ne?

Oglum, bebegim, ömrüm... Can parcam... Rabbim hayatinin ilk adimlarindan itibaren hep yaninda olsun, elini hic birakmasin ki dusme... Hep dogru yolda dogru adimlarla ilerle... Simdi duse kalka yuruyorsun... Buyudugunde de ayagin takildigi zaman duseceksin, ilk adimlarinda yaninda olup dustugunde seni kaldirdigim gibi, Rabbim bana ömür verirse yine kaldiracagim... Yine tutacagim elinden, yoluna devam etmen icin... Rabbim, daha guzel daha mutlu gunlerinizi gostersin bana...

Seni cok seviyorum oglum...

9 Ekim 2009

Ezo Gelin Çorbası



Bizimkiler mercimek çorbasını çok severler ama mercimekte bir yere kadar gidiyor :) Çorbalarım ya mercimek çorbası, ya tarhana çorbası ya da şehriye çorbası. Yeni bir çorba denemenin vakti geldi de geçiyor bile. Artık misafir ağırladığım da bu çorbadan yapacağım.
Tarif için Fatoş arkadaşıma teşekkür ederim... Resimlerini çektikten sonra "hangi resim daha iyi olmuş" diye sordum eşime. Çorba resmine geldiğimizde, "hmm şu leziz çorba" dedi :) Sofra da sadece güzel olduğunu söylemişti ama "leziz" olduğunu duymak o kadar motive etti ki beni... Belki de bilmeden söyledi :)

Resim çekerken özellikle tanesinden çok koydum ki, içinde ne olduğu görünsün diye... Suyunun az olduğundan değil.

2 yemek kaşığı tereyağı ya da 3-4 çorba kaşığı sıvı yağ
1 adet kuru soğan
8 su bardağı su veya et suyu
1 su bardağı kırmızı mercimek
2 yemek kaşığı pirinç
4 yemek kaşığı bulgur
2 yemek kaşığı tel şehriye
1 yemek kaşığı salça
1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber, nane
Tuz, karabiber

Önce ince kıyılmış kuru soğanı yağda pembeleştirin. İçine suyunu katın. Kırmızı mercimeği, pirinci, bulguru ekleyin, kaynamaya başladıktan sonra şehriyeyi ve tuzunu ekip, koyulaşıncaya kadar karıştırın. Bir kaşık salçayla kırmızı biberi yağda çevirin. Üzerine gezdirip, karabiberi ve kuru naneyi serpin.

Afiyet olsun

Simira

Simira'nın değişik versiyonları var öğrendiğim kadarıyla. Karadeniz yemeğidir bu. Ben de bir Karadeniz'liyim sonuçta :)) Ama annem böyle yapıyordu. Anne'den öğrendiklerimden biri de bu :) Tadı çok güzel ama yine de damak zevki her insanın farklıdır. Eltim ne yemek yaptığımı sorunca; "simira" dedim. O ne ya filan dedi. Getireyim tadına bakarsın dedim. Çok beğendi, değişik bir tadı var dedi. Ben bunu yeni evliyken bir kere yapmıştım ama acemiliğe denk geldiğinden güzel olmamıştı, eşim Allah'tan hatırlamadı da yoksa ağzında o tat kaldığından yemem diyebilirdi :)) O da "Simira" ne filan gibi tepki verdi ama bu sefer beğendi...
Gelelim tarifimize...



Yarım kilo taze fasulye
7 orta boy patates
4 diş sarımsak
Yağ, tuz, kırmızı biber

Taze fasulyeleri temizleyip yıkayın. Yıkadığınız fasulyeleri üçe bölün, fasulye yemeği yaptığımız gibi. Bir tencereye su koyup fasulyeleri haşlayın. Başka bir tencereye patatesleri yıkayıp koyuni onları da haşlayın. Fasulye haşlanınca süzün, patatesler de soğuyunca soyun. Bir kabın içinde ilk önce fasulyeleri çatalla ezin, sonra patatesleri ezin, tuzu da ekleyin..
Bir tencereye biraz yağ, kırmızı biber ve dövülmüş sarımsaklarınızı da ekleyip sarımsakların kokusu çıkana kadar kızdırın. Kızmış yağa hazırladığını patates-fasulye ezmesini koyun ve iyice karıştırın. Servis tabağına alın ve isterseniz üzerine biraz yağ ve kırmızı biber ekleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.



7 Kasım 2009 Cumartesi

Mercimek köftesi


Evde birşey kalmamış, pazar günü gelmiş. Düşün düşün.... Bloglar arasında dolaşırken
Melek ablamın bloğuna da baktım. Yapayım mı yapmayayım mı derken, eşim nasılsa yer dedim. Asla hayır demez.... Aslında yanına bir yemek daha yapacaktım ama baktım ocak az yanıyor yetişmez dedim ikisi. Köfte de karar kılıp yaptım. İyi de oldu, ilk denemem olmasına rağmen sonuç çok güzeldi. Domatesi ve yeşilliği biraz az o kadar... Yanına bir de tuzlu ayran yaptım... Mmmm... Mis gibi afiyetle yedik... Ballandırıyorum ki, siz de yapın ;)


1 su bardağı mercimek
1.5 su bardağı ince bulgur
1 adet yemeklik soğan
2 adet domates
1 yemek kaşığı biber salçası
2 büyük yemek kaşığı margarin (ben sıvı yağ kullandım)
6 adet taze soğan
yarım bağ maydanoz
1,5 kahve kaşığı kimyon, tuz, karabiber


Mercimeği yıkayıp düdüklüye veya bir tencereye koyun. Üzerini 3 parmak geçecek kadar su koyun, tuz atıp ezilinceye kadar (yaklaşık 10 dk.) pişirin. Pişen mercimeğin kapağını açıp içine bulguru ilave edin ve kapağını kapatıp 15 dakika daha bekletin, arada bir karıştırın. Diğer tarafta soğanı ince doğrayıp margarinde kavurun. Üzerine salçayı ve kabukları soyulmuş suyu çıkarılmış doğradığınız domatesi ilave edip biraz kavurun. Kimyon, karabiber, tuz ilave edip demlenmis mercimeğe katıp iyice karıştırın. İnce doğranmış taze soğanı, maydonozu ilave edip yoğurun. Parmak şeklinde şekil vererek tabağa dizin. Marul ve limon eşliğinde servis edin .

Afiyet olsun...

6 Kasım 2009 Cuma

İki renk pasta

Büskivili pastalar çoğunlukla aynıdır. Ben bu pastanın sosunu Esra arkadaşımdan öğrenmiştim. Kurtarıcı pasta olabilir zor zamanlarda... :) İstediğiniz gibi süsleyebilirsiniz, eşim hindistan cevizi sevmediği için ben koymadım bu sefer...

Kakaolu Sos:

1 litre süt
1 yumurta
2 yemek kaşığı kakao
1 su bardağı şeker
3 yemek kaşığı nişasta
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı margarin

Vanilyali Sos:

2 su bardağı süt
2 paket vanilya
2 yemek kaşığı nişasta
yarım bardak şeker
2,5 paket petibör büskivi

Süt, yumurta, un, nişasta, şeker, kakao, margarin bir tencereye koyularak pişirilir... Aynı şekil de vanilyalı sosta hazırlanır. Bir tepsiye büsküviler döşenir, üzerine kakaolu sostan dökülür. İkinci katta aynı şekilde yapılır. 3. kata vanilyalı sosun hepsi dökülür. Üzerine tekrar bir sıra daha büsküvi döşenir, onun üzerine de kalan kakaolu sos dökülerek güzelce sürülür... Hindistanceviziyle süsleyerek servis yapılır.

Afiyet olsun.

5 Kasım 2009 Perşembe

Vazgeçemediğim kokularım :)

Mimlenmişim, ilk mimim :)) Emine arkadaşım beni mimlemiş :) En sevdiğim 5 kokuyu yazacağım.
Aslında değişir zevklerimiz... Ama çoğunlukla aynı kalırlar... Aynı kalanlar da vazgeçemediklerimizdir...


1 - Oğlumun ve kızımın kokusu...
Vazgeçemediğim, benim olan, bana emanet edilen kuzularımın kokusunu çok seviyorum... Teri bile güzel kokuyor..


2 - Sıcak çay kokusu
Soğuk akşamlar da üşümüşken ya da canım acayip çay istediğin de kokar burnuma burnuma... Sanki daha çok iste der gibi...


3 - Yemek kokusu
Ben acıktığımda herşeyi siler süpürürüm diye düşünürüm. İnsanoğlu açken doymayacağını sanıyor. Sıcak bir yemek kokusu, çorba kokusu... Bugünlerde balık krizindeyim mesela :)) Burnuma balık kokusu geldi buram buram buğulanmış...Hele fırındaki pasta - kek kokusuna asla hayır diyemiyorum :)


4 - Annemin kokusu
Sadece anneciğimi çok özlediğimi ve bu bayram da gidemeyeceğimi söylemek istiyorum...


5 - Şampuan kokusu
Biraz komik ya da garip gelecek ama sıcak bir banyodan sonra yayılan şampuan ve sıcak kokusuna bayılıyorum. Banyodan sonra tertemiz kokan saçlar...:)) Bunun resmi yok :)
Bana dair yeni bilgiler olarakta sayabilirsiniz... Henüz fazla kimseyi tanımıyorum blogdaş olarak, bu yüzden kimseyi mimlemeyeceğim... :)

Çabuk gözleme


Metro gezimiz sonrası yemeğimiz bu oldu çay eşliğinde :) Yeni teflon tavam da denemek istedim, yufkalar da beni hayal kırıklığına uğratmamış olsaydı daha güzel olurdu tabi... Yufka bu sefer bir değişikti, çok zorlandım pişirmekte... Eşim maydanoz koyma dediği için de sadece peynirli yaptım.

2 yufka
Maydanoz
Peynir
Tuz

Maydanozu ince ince kıyın, peyniri karıştırıp tuzunu ekleyin. İç harcını istediğiniz gibi yapabilirsiniz. Ispanaklısı da çok güzel oluyor.

Teflon tavaya çok az yağ damlatın ve bir yufkayı serin. İçine iç malzemesini koyup köşelerinden kapatın. Kısık ateşte altını üstünü çevirerek pişirin. Diğer yufkayı da aynı işlemden geçirin. Pişen gözlemeyi bir tepsiye alarak 4'e kesin.

Çay ve ya da ayranla birlikte afiyet olsun....

Lahana sarma


Geçen gün hastalanmadan önce yaptığım sarmaydı. İkinci denememdi lahana sarması. İlki iyi bir sonuç değildi, tek başıma bu tür yemekleri ilk önce cesaret edip yapamıyorum, sonra bir deli cesareti geliyor girişiveriyorum. Sıra da mantı var, kısmet bakalım... :)
Bu tabak kayınvalidemin tabağı. Ona götürdüm.

Yarım kilo dolmalık pirinç
1 orta boy lahana
3 domates
Yarım demetten az maydanoz, taze nane ve yeşil soğan
Baharat
1 diş sarımsak
Tuz / yağ
1 orta boy soğan
yarım kaşık biber salçası
Yarım limon

Lahanaları haşlayın. Büyük bir yüzgeçe haşladığınız lahanaları çıkarın, süzülsün. Pirinci yıkayın ve suyunu süzdürmeye bırakın. Bir yandan da domateslerin kabuklarını soyarak küçük küçük doğrayın. Yeşillikleri de yıkayıp doğradıktan sonra soğanı da doğrayın. Limonun suyunu, yağı, tuzu, salçayı, baharatları ve ince doğranmış sarımsakları da ekleyip karıştırın. Tencerenin altına küçük lahanalardan koyun. Sardıklarınızı tencereye dizin. Bittikten sonra üzerine bir tabak kapatın ve tabağı yarılayacak şekilde su koyun. Tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte pişirin...


Afiyet olsun...


3 Kasım 2009 Salı

Hünkar Beğendi


Kurban yaklaşıyor, etin çok bulunduğu bu zaman da bu yemeği denemenizi tavsiye ederim. Ben Hünkar Beğendi'yi de, Ali Nazik'i de çok seviyorum. Patlıcan ve et birbirine çok yakıştığından herhalde :) Ben patlıcanlarımı közleyip buzluğa attım bile... İsmi değişik olan yemeklerin zor olduğu kanısı vardır ya hani ben bu yemek öyle olmadığını gösteriyor. Eee zahmetli yemek daha güzel oluyor :) Ama her ismi değişik yemek zor değildir ;) Ben yaptığımda eti fazla koymuşum :)


6 patlıcan
Yarım kilo kuzu eti
1 büyük soğan
2 domates
2 biber
Tuz, karabiber
2 kaşık tereyağı
1 kaşık un
1 bardak süt

Patlıcanları 200 derece fırın da ya da ocakta közleyin. Biraz soğuyunca kabuklarını ayırın. Elinizi suya batırarak temizlerseniz daha çabuk temizlenir.
Teflon tava da et suyunu çekene kadar pişirin, küçük küçük doğradığınız soğanı da tavaya ilave edin. Biraz sıvı yağ koyun, ardından biber ve rendelenmiş domatesi ekleyin. Suyunu biraz çekince, su ilave edip kapağını kapatın, böylece 1 saate yakın daha pişirin, tuzunu koyup ocaktan indirin.

Ayrı bir tavada tereyağı ile unu kavurun ,ardından ince ince kıyılmış (ya da robottan geçirebilirsiniz) patlıcanları ilave edin, ardından sütü ilave edip hızlı hızlı karıştırın, son olarakta tuz ve karabiberi de ekleyip ocağı kapatın.

Afiyet olsun....

İçi süpriz pasta :)


Geçen kış yapmıştım bu pastayı, 1 sene olacak neredeyse...Pasta canavarı olarak gidip gelip yemiştim. Şimdi canavarlar fazlalaştı :) Aslında basit ama eğer yorarsa yuvarlama kısmı yorabilir. Ben yuvarlama da zorlanmıştım biraz. Mutlaka denemelisiniz, çok güzel bir pasta oluyor. Görüntü olarak profiterole benziyor.


1 paket margarin
2 yumurta
3 su bardak un
1 paket kabarma tozu
1 paket vanilya
1 paket kakao
1 su bardağından biraz az şeker

Üstü için
Çikolata sosu

İçi için
4 çay bardağı hindistan cevizi
yarım su bardağı şeker
1 su bardağı süt

Hindistan cevizini ve şekeri bir su bardağı sütle akşamdan ıslatalım .Yumuşamış margarini, yumurtayı, unu, şekeri, vanilya ve kabartma tozu, kakaoyu yoğurun. Hamur yumuşak bir kıvamda olmalı. Ceviz büyüklüğünde toplar elde edin. İçleri içli köfte şeklinde oyup akşamdan ıslatılan hindistan cevizi koyun, yuvarlak bir şekilde kapatıp tepsiye dizin. Piştikten sonra sonra soğutulup sıcak sosa batırılır.

Afiyet olsun...

2 Kasım 2009 Pazartesi

Fırında püreli tepsi köftesi



Tarif için Mine'ye teşekkürler... Biraz değişmiş hali... :) Ama yine de tadı çok güzeldi... Bunun için fazla açıklamaya yapmayacağım, deneyin de tadın diyorum sadece ;)



300 gr. kıyma

1 tane soğan

yarım demet maydanoz

1 yumurta

çeyrek ekmek içi

Tuz, karabiber

Pulbiber, kimyon

Püre için:
3 orta boy patates

1 bardak süt

1 kaşık margarin


Üzeri için:


1 tatlı kaşığı salça

1 çay bardağı su

Kaşar peyniri


Püre için patatesleri haşlayın, haşlandıktan sonra içine sütü, tuzu, tereyağını koyup blendırdan iyice geçiriyoruz. Kıymayı bir kaba alıp, içine doğradığınız soğanı, ekmeği, yumurtayı, maydanozu, baharatı ekleyip iyice yoğurun. Tepsinin altını biraz yağlayıp kıymayı yerleştirip düzeltin, üzerine püreyi ekleyip düzeltin sulandırdığınız salçayıda ekleyip 200 derece fırına verin. Yaklaşık 15 dakika sonra fırını açıp dilimlediğiniz kaşarı üzerine ekleyin ve bir 20 dakika daha pişirin.
Tepsi köftemiz servise hazır...


Afiyet olsun...

Patates mantısı


Yine nette dolanırken gördüğüm tariflerden biri. Ha bugün ha yarın derken yapmıştım. Aksi gibi eşim o gün dükkandan geç gelmişti ve yiyemedi tabi. Dolaba koydum kalanını belki yetişir diye ama sarımsaklı olduğundan fazla dayanmadı... Püf noktası patatesin soğuk olması ve yoğurdun sert olması... Süzme yoğurt ya da paket yoğurtları sulandırmadan koyabilirsiniz...


3-4 patates
yarım demet maydanoz,
tuz, karabiber
İçi için:
2 diş sarımsak
1 kase yoğurt
Sosu:
Kırmızı biber
Yağ

Patatesler haşlanır, biraz soğuduktan sonra çatal yardımıyla ezilir. Patatesleri ezdikten sonra içine kıyılan maydanozu, tuzu ve karabiberi atılır. Ceviz büyüklüğünde yuvarlak yapılır, ortası parmağımızla delinir tabağa dizilir. İçlerine sarımsaklı yoğurt koyulur ve üzerlerine kızdırdığımız tereyağ ve kırmızı biber dökülür.

Afiyet olsun...

Tepside dizme taze fasulye

Bu tarife bir yerde rastlamıştım, "denemeliyim" dedim. Tadı bile çok farklı tencerede pişen yemeğe göre. Üstünde biraz kuru görüntü görünebilir, bu kek tepsisi olduğundan kapağı yok. Üstü açık çok zor pişeceğinden en büyük tenceremin kapağını koydum ama o bile küçük geldi, kenarlarındaki kuru görüntü ondan... Ama tat önemli... :)

1 kilo taze fasulye
3 soğan
4 domates
1 kaşık salça
yarım bardak sıvı yağ
Fasulyeleri temizleyip ister ikiye bölün ister bölmeden yıkayın. Ben altına dizdiklerimi ikiye böldüm, eşim ilk defa göreceği icin "bu ne yaa" diye değisik bir tepki almak istemediğimden (ki hamd olsun almadım). Yine de biraz ikiye kırmadan ayırdım onları da üzerine koydum. Bir tencerede yağ, küçük küçük doğradığınız soğanları ve küçük küçük doğradığınız domatesleri kavurun. Tepsiye bir kat fasulyeleri döşeyin arasına da yaptığınız içi koyun, üzerine bir kat daha fasulyeleri dizin... Bir kapta göz kararı su ve tuzu karıştırın ve fasulyelerin üzerine gelecek kadar suyu koyun. Ocakta suyunu çekene kadar pişirin....Tadı bile tencerede pişen taze fasulyeye göre değişikti, çok hoşuma gitti benim...

Afiyet olsun...

Var mı bundan güzel poğaça?


Merhaba;
4 gündür hastayım ve ilgilenemedim blogla. Zaten sinir edici bir internetim var ne zaman tarif yüklemeye girişsem hat kopuyor... Artık bugün bir yerden başlayayım dedim...

5 senedir poğaça tutturamayan ben, bir ablamın verdiği tarifle ilk defa poğaça tutturdum. Ama lezzetini ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Tam aradığım tat... Dün
Demet arkadaşım da denemiş, çok beğenmişler. Poğaça tutturamıyorum diyorsanız bu tarif muhakkak denenmeli ;)
Benden söylemesi... Sonra çok şey kaçırdık demeyin...

2 yaş maya
3 yumurta akı (sarısını da poğaçaların üzerine süreceğiz)
2,5 bardak süt (ısıtılmış olacak)
3 yemek kaşığı şeker
2 tatlı kaşığı tuz
3 çay bardağı sıvı yağaldığı kadar un ( 1 kilodan fazla alıyor)

İç için:

Lor peynir
Maydonoz
tuz

(ya da istğinize bağlı olarak, kıymalı, patatesli olabilir...)

Önce mayayı bir kaba ufalıyoruz, sonra yağ sonra sütü sonra da yumurta aklarını ekliyoruz. Yavaş yavaş ununu da ekliyoruz. Ununu karıştırmadan da tuz ve şekerini ilave ederek üsten aşağıya havalandıra havalandıra yoğuruyoruz. Ne kadar uzun yoğurursak o kadar güzel kıvamını tutturabiliriz... Aceleniz varsa önceden ısıttığınız fırında üstü kapatılmış şekilde 5-10 dk da kabarıyor.Aceleniz yoksa üstünü kapatın koyun köşeye kabarsın. Mayalandıktan sonra istediğiniz şekli verip poğaca yapabilirsiniz. Tuzlu seviyorsanız tuzunu 1 kaşık fazla, şekerli seviyorsanız şekerini 1 kaşık artırın.

Hani yumuşak hamburger ekmekleri olur ya, aynı onun gibi. Bezeleri biraz büyük tutarsanız iç koymazsanız hamburger ekmeği yapmış olursunuz. Arasına istediğinizi koyarak yiyebilirsiniz.

Afiyet olsun.